Sydney Yeni Vatan Gazatesi'nden

Sydney Yeni Vatan Gazatesi'nden Necdet Bey Size YeniVatan daki sizinle ilgili yazimin birinci bolumunu yolluyorum.SaygilarimlaZübeyde Açıkgöz Bugün, 17 Eylül 2006, günlerden pazar ve Sydney Maratonunun yapıldığı güneşli, güzel bir gün.Marotanda mı? Her yaştan, yaşlısı-genci, kendine güvenen her...

Geri Dön

Sydney Yeni Vatan Gazatesi'nden

Necdet Bey Size YeniVatan daki sizinle ilgili yazimin birinci bolumunu yolluyorum.
Saygilarimla
Zübeyde Açıkgöz
Bugün, 17 Eylül 2006, günlerden pazar ve Sydney Maratonunun yapıldığı güneşli, güzel bir gün.
Marotanda mı? Her yaştan, yaşlısı-genci, kendine güvenen herkes var. Bitiş çizgisinin çevresi kalabalık. Her milletten insanlarla dolu. Bitiş çizgisine
yaklaşan kişilerin adları yaşları büyük gürültüyle topluluğa duyuruluyor.
Bitiş çizgisine yaklaşan sporcular alkışlayanları, doğdukları ülkelerin bayraklarını açarak selamlıyorlar. Çevre renk renk bayraklarla dolu.
Bizde, 5-10 kişi, çok özel bir koşucuyu bekliyoruz. Bu koşucunun özelliği:
görme özürlüsü olmasının yanında, maraton için Türkiye'den gelip yine maraton da Türkiye'yi temsil etmesi.
Beklenen zaman geldi. Koşucumuz yanındaki rehber koşucuyla birlikte bitiş çizgisini geçti. 5–10 kişinin coşkulu ve sevinç çığlıkları arasında, çiçekler
verildi. Resim çekildi. Böylece, formalite bitti. Biraz sporcumuzla konuşmak istedim.
Sayın Necdet Turhan'a "Cumartesi Melbourne SBS Radyosundan Sayın TanjuYenisey'in sorularına verdiğiniz yanıtların dışında, Türk toplumuna iletmek istediğiniz
neler var?" diyerek söze başladım.
"Hocam, (Hocam bir ODTÜ deyimidir. 'dost' anlamında kullanılır), Tanju Beye de söylediğim gibi, ben sonradan görmez oldum. Zaman zaman çok zorluklar çektim.
Hiç bir zaman yılmadım. Sabırla, azimle çalıştım. İnsan yaşamında, bence, en önemli olan istikrarlı olmabilmektir. Akılcı hedef belirleyip, hedefe doğru
adım adım ilerlemek için istikrarlı bir şekilde, azimle çalışırken, elbette beklenen ya da beklenmeyen zorluklar olacaktır.
Beklentilerin gerçekleşmediği zamanlar, insan beyninin kimyası da değişir.
İşte bu noktada, moral bozma yerine, 'Bu yolu denedim. Olmadı. Bir başka yolu denemeliyim. Buna gücüm var.' Diyerek, sabırla başka yolları denedim.
Çalışmalarımdan usanmadım. Aksine her geçen gün, başaracağıma daha güçlü inançla bağlandım. Yılmadan çalıştım. Sonuçta: çalıştım kazandım.
Başarılıyım...
Ben ODTÜ yü üstün dereceyle bitirdim. İşe girdim. Beni telefon santralına memur olarak verdiler. Küçümsemiyorum. Ama telefon santralında memur olabilmek
için ODTÜ yü bitirmeme gerek yoktu ki!
Yaptığım işi küçümsemiyorum. Ama her iş dalında: bilgileri, öğrenimleri ve yeteneklerine göre değişik konularda iş yapabileceklerine inanmaları gerektiğini
düşündüm. Spora başladım. Türkiye den dünyaya açılan ilk görme engellisiyim. Hedefim 5 kıtada 5 maraton.
Bunun yanında, toplumsal çalışmalarım da var tabi. Her konuda insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Engelimiz engel değildir. Yeter ki, insanlar beyinlerindeki engelleri kaldırsınlar!"
Haftaya devam edelim.
Saygılarımla