Kilimanjaro Zirvesi Onu Bekliyor

Avrasya Maratonu’na katılan ve Ağrı Dağı’na tırmanan ilk görme engelli sporcumuz Necdet Turhan, ağustos sonunda Kilimanjaro Dağı’nı tırmanacak. Amacı tüm spor dallarında engellinin sesini duyurmak... İSTANBUL - 23 yaşından bu yana görme engelli olan Necdet Turhan, çoğu kişinin cesaret dahi edemey...

Geri Dön

Avrasya Maratonu’na katılan ve Ağrı Dağı’na tırmanan ilk görme engelli sporcumuz Necdet Turhan, ağustos sonunda Kilimanjaro Dağı’nı tırmanacak. Amacı tüm spor dallarında engellinin sesini duyurmak... İSTANBUL - 23 yaşından bu yana görme engelli olan Necdet Turhan, çoğu kişinin cesaret dahi edemeyeceği zor koşul ve zeminlerde tırmanıyor. Tanzanya’nın kuzeydoğusunda bulunan, ‘Afrika’nın çatısı’ Kilimanjaro Dağı’na tırmanmak için hazırlanan Turhan, engellilerin doğru yönlendirme ve eğitimle başaramayacağı bir şey olmadığı mesajını vermek istiyor. Ağustos sonunda gerçekleştirmeyi planladığı Kilimanjaro tırmanışı için maddi destek arayışındaki Turhan’ın bir sonraki hedefiyse Alpler’in en yüksek noktası Mont Blanc zirvesi. Bir memur ailesinin en küçük çocuğu olarak 1957’de doğmuş Turhan. 23 yaşında geçirdiği bir kornea rahatsızlığı sonucu görme yeteneğini tamamen kaybetmiş. “Gözlerimin artık görmediğine inanamıyordum, fakat yeni yaşamıma alışmak zor olmadı benim için. Her nedense kör olmanın başlangıcındaki ağır yük ezemedi beni, pek farkında değildim. Yıllar sonra gittiğim Ankara Körler Rehabilitasyon Merkezi’nde psikolog Sermin Turan şok dönemimin ne kadar sürdüğünü sordu, öyle bir dönem yaşamadım dedim, şaşırdı” diye anlatıyor.


Dönüm noktası ODTÜ Turhan, rehabilitasyon sonrası, 1988’de lise öğrenimini tamamlamış. ODTÜ’de başladığı üniversite eğitimi, spor yaşamının da başlangıcı. ODTÜ?Dağcılık ve Kış Sporları Kolu’nda önce garipsenen, etkinliklere alınmak istenmeyen Turhan, her şeye rağmen antrenmanları ihmal etmemiş. Böyle tanıştığı atletizmi bir daha bırakmamış.
Bir görme engelli için hatırı sayılır etkinlikler olan Bey Dağları, Erciyes gibi faaliyetlere katılmış ve en önemlisi de üç yıl boyunca gösterdiği etkin üyelik sebebiyle, gelişinde garipsendiği ODTÜ Dağcılık Kolu’nun onur üyeleri arasına seçilmiş.
Spor yaşamını mezuniyeti sonrasında da sürdürmüş. İlk Ağrı tırmanışı öncesinde koşmaya gittiği Bursa Atatürk Stadyumu’nda master sporcularla tanışıp onlarla birlikte 2000 Avrasya Maratonu’nun 15 km. etabına katılmış. Bu maratona katılan ilk görme engelli olmuş, Ağrı Dağı’na tırmanan ilk Türk görme engelli olduğu gibi. Uzun mesafe koşuları yaşamının bir parçası olmuş bu maratonla birlikte.
2002’de New York Maratonu’na katılmış. Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından gönderildiği bu maratonda yine bir ilki gerçekleştirip Türkiye’yi yurtdışında temsil eden ilk görme engelli atlet olmuş. ABD yolculuğu onun için bir dönüm noktası. Küresel projesi ‘Beş kıtada beş maraton, beş zirve’yi orada tasarlamış. Şu ana dek Asya, Avrupa, ABD ve Avustralya’da birer maraton koşmuş. 


Ana sorun kılavuz sporcu “Antrenmanlarımda farklı sorunlar yaşayabiliyorum” diyor Turhan. “Hemen her dönemde ortaya çıkan temel sorun, kılavuz sporcu bulamamak. Ben hiç görmüyorum, antrenman ve yarışlarda kılavuz sporcu desteği almam şart. Bu sıkıntılar antrenman programlarımı negatif etkiliyor. Bir maraton öncesinde asgari üç-dört ay, haftada altı gün koşmam gerekiyor. Şu ana kadar eksiksiz biçimde hiç yapamadım bunu ve hep eksik antrenman altyapısı ile katıldım maratonlara.”
Turhan’ın karşılaştığı bir diğer sorunsa, antrenman alanlarına erişim. “Bastonumu kullanarak bağımsız ulaşmaya çalışıyorum. Fakat yaşadığım şehir Bursa, her geçen gün engelliler için daha dezavantajlı hale geliyor. İnsan ve araç trafiği hayli arttı son yıllarda. Dikkatsiz sürücülerin sayısı da. Birkaç kez ezilme riski yaşadım. İki kez bastonum çiğnendi dikkatsiz sürücüler tarafından” diye anlatıyor.
“Spor yapmak herkesin hakkı” diyen Turhan, bunun öneminin engelliler için daha fazla olduğunu vurguluyor:?“Küçük istisnalar dışında her engel grubunun spor yapabileceğini düşünüyorum. Fakat öncelikle spor yapacakları alan ve tesislere ulaşmaları, ulaştırılmaları sorunu var. Zaten bir bütün olarak kentlerde fiziki engellemelerin giderilmesi gerekiyor. Bu yaklaşım sadece engelliler için değil, erişim sorunu yaşayan yaşlılar, hastalar ve bebekli aileler için de önemli” diyor. 


Pirinç çanın peşinde...
Spor yapabilmesi için gerekli ekipmanların çok pahalı olması da yıldırmamış Turhan’ı. Elindeki tüm maddi imkânları bunun için harcayan sporcuya EKS firması destek olmuş. Firma yetkilileri “Başarılarını biliyorduk. O bize antrenman yaparken kullanacağı malzemeleri satın almak için geldi ama biz onun başarısı ve azmine hayran kalıp kendisine destek olmak istedik” diye anlatıyorlar. Özel bir bisikletle antrenmanlarını sürdüren sporcu, sponsorluk tekliflerinin kendisini mutlu ettiğini, bunun engelli sporcuların görünürlüğü açısından da çok önemli olduğunu söylüyor.
Turhan, görme engelli tırmanışçılar için bir de yöntem keşfetmiş. Kendisine kılavuzluk eden sporcu pirinç çanı çalarak Turhan’ın kendisini takip etmesini sağlıyor. Tırmanacağı alana kanca takılacaksa bunu kılavuz sporcu yapıyor ama onun dışındaki her şeyi Turhan kendi kas gücüyle gerçekleştiriyor.
“Engelli olmak özür değil, sınırları genişletilebilir özgün bir durumdur” mesajını kamuoyuna duyurabilmek için 5 bin 895 m. yükseklikteki Kilimanjaro Dağı’na tırmanacak olan Turhan, 2002’de tırmandığı 5 bin 137 m’lik Ağrı Dağı zirvesinden daha yükseğe çıkarak kendisine ait tırmanma rekorunu kırmış olacak. (RADİKAL GAZETESİ Yaşam Servisi 31/07/2008)